Steven Soderbergh'in 2002 yapımı "Solaris" filmi, Stanisław Lem'in 1961 yılında yazdığı aynı adlı bilim kurgu romanından uyarlanan bir eserdir. Bu film, yalnızca Soderbergh'in yönetmenlik kariyerinde önemli bir dönüm noktası olmakla kalmamış, aynı zamanda bilim kurgu sinemasına getirdiği felsefi derinlik ve duygusal yoğunlukla da dikkat çekmiştir. "Solaris," insan doğası, bilinç, hafıza ve aşk gibi temaları, uzayın derinliklerinde geçen bir hikâye aracılığıyla anlatmaktadır. Filmin oyuncu kadrosunda; George Clooney, Natascha Mcelhone, Viola Davis, Ulrich Tukur, Jeremy Davies gibi oyuncular yer almışlardır. 
Solaris filmi, Chris Kelvin adlı bir bilim adamının hikâyesini anlatır. Kelvin, uzak bir gezegenin yörüngesinde dönen bir uzay istasyonuna gönderilir. Bu istasyonun mürettebatı, Solaris adlı gezegenin yüzeyindeki okyanustan yayılan bilinmeyen bir gücün etkisi altındadır. Bu güç, insanların en derin düşüncelerini ve korkularını fiziksel varlıklara dönüştürmektedir. Kelvin, istasyona vardığında, ölen karısı Rheya'nın bir kopyasıyla karşılaşır ve bu durum onu kendi geçmişi ve insan doğası üzerine derin düşüncelere yönlendirir.
Film aslında felsefe ve psikolojik temalarla öne çıkar. İnsan bilinci, hafıza ve kimlik gibi derin konuları ele alarak, Kelvin’in Solaris gezegeninde yaşadığı olayları, bu gözle, izleyiciye yansıtır.  Aşkın ve sevdiği insanı kaybetmenin doğasını, hatıraların ve pişmanlıkların insan psikolojisi üzerindeki etkilerini gösterir. Bunu da yaparken soğuk ve izole edilmiş bir atmosfer yaratmak için minimalist bir yaklaşım tasarlamıştır. Uzay istasyonunun iç mekanları, steril ve klostrofobik bir hissiyat vererek, karakterlerin zihinsel durumlarını yansıtmaya çalışmıştır. Ayrıca, filmin renkleri ve ışık kullanımı da, karakterlerin duygusal hallerini yansıtmak için çok iyi bir araç olmuştur. Örneğin, Kelvin'in karısıyla ilgili anıları, sıcak ve nostaljik tonlarda gösterilirken, istasyondaki sahneler soğuk ve gerçeküstü bir hissiyat verir.
Solaris, bilim kurgu türünün ötesine geçerek, izleyiciyi derin felsefi sorularla da yüzleştirmiştir. Filmin ana temalarından biri, insan bilincinin ve hafızasının doğasıdır. Kelvin'in, karısının kopyasıyla olan etkileşimleri, insan hafızasının güvenilmezliği ve duygusal travmaların nasıl işlendiği üzerine derin düşünceler içerir. Ayrıca, film, gerçeklik ve illüzyon arasındaki ince çizgiyi de sorgular. Solaris'in yarattığı varlıklar, karakterlerin zihinsel projeksiyonları mı, yoksa bağımsız varlıklar mı sorusu, filmin merkezinde yer alır. Bir diğer önemli tema ise az önce bahsettiğim aşk ve sevdiğin birinin ölümüdür. Kelvin ve Rheya'nın ilişkisi, sevgi, suçluluk ve affetme üzerine yoğunlaşan bir hikayedir. Kelvin'in karısının ölümünden duyduğu suçluluk ve onun yeniden ortaya çıkışı, karakterin içsel yolculuğunu ve kendi geçmişiyle hesaplaşmasını derinleştirmiştir. Soderbergh, bu duygusal temaları, bilim kurgu öğeleriyle harmanlayarak, izleyiciye değişik sıra dışı bir film izletmiştir. 
Filmin müzik ve ses tasarımı da oldukça iyidir. Cliff Martinez'in bestelediği müzik, filmin atmosferini ve duygusal yoğunluğunu mükemmel bir şekilde tamamlamıştır. Martinez'in minimalist ve hipnotik müzikleri, filmin temposunu ve tonunu belirleyerek, izleyiciyi etkilemiştir. Uzay istasyonunun sessizliği ve Solaris'in bilinmeyen sesi, filmin gerilim ve gizem unsurlarını artırmıştır.
Soderbergh’in “Solaris”i, bazı eleştirmenler ve izleyiciler tarafından karışık tepkilerle karşılandı. Kimileri filmi yavaş tempolu ve zorlayıcı bulurken, kimileri de onun derin felsefi ve duygusal anlatımını takdir etti. Film, ticari açıdan büyük bir başarı elde edemese de, zamanla kült statüsüne erişerek bilim kurgu sinemasında önemli bir yer edinmeyi başarmıştır. Genel itibari ile film için, bilim kurgu türünün ötesine geçen, derin felsefi ve psikolojik temalarla örülmüş bir filmdir diyebiliriz. Görsel anlatımı, müzik kullanımı, karakter gelişimi ve derin temalarıyla, izleyicilere unutulmaz bir sinema keyfi yaşatarak, izleyiciyi sadece uzayın derinliklerine değil, insan zihninin ve kalbinin de en derin köşelerine götürmeyi başarmıştır. “Solaris”, düşündürücü ve etkileyici bir film olarak sinema tarihinde özel bir yere sahiptir diyebiliriz. İzlemeyenlerin izlemesini tavsiye ederim iyi seyirler…