Ahmet Boyacıoğlu'nun yönettiği "Siyah Beyaz" filmi, çekimlerine 2009 yılında başlanmış ve izleyicilerle buluşması 2010 yılında gerçekleşmiştir. Filmin kadrosunda usta oyuncular Tuncel Kurtiz, Şevval Sam, Nejat İşler, Erkan Can, Taner Birsel, Derya Alabora ve Rıza Sönmez gibi isimler yer almıştır.
Ankaralılar başta olmak üzere, sinemaseverlerin büyük ilgisini çeken "Siyah Beyaz" filmi, yalnızca Türkiye'de değil yurtdışında da birçok festivalde boy göstermiştir. Mannheim-Heidelberg Film Festivali'nde Jüri Özel Ödülü, Varna Love is Folly Film Festivali'nde Jüri Özel Ödülü ve Portekiz Festoria Film Festivali'nde Jüri Özel Ödülü gibi prestijli ödüller kazanarak dikkatleri üzerine çekmiştir. Filmde Siyah Beyaz Galeri, Şili Meydanı, Seymenler Parkı, Kuğulu Park, İbn-i Sina Hastanesi, Karşıyaka Mezarlığı, Gar Meydanı ve Mogan Gölü gibi mekanlar kullanılmıştır.
Filmin Yönetmeni Ahmet Boyacıoğlu, çok yönlü bir sanatçıdır. Hem tıp doktoru, hem yönetmen, film yapımcısı, hem de senarist olarak kariyerine devam etmektedir. Ayrıca, Türkiye'nin önemli film festivallerinden biri olan Antalya Altın Portakal Film Festivali'nin de başarılı direktörlerinden biridir. İlk uzun metrajlı filmi, izleyicilerin dikkatini çekerek tanınmasını sağlamıştır. Ahmet Boyacıoğlu aynı zamanda Ankara Sinema Derneği'nin başkanlığı ve Gezici Festival'in direktörlüğü gibi önemli görevler de üstlenmiştir.
Film adını Ankara’da üstü galeri, altı bar olan bir mekandan almıştır. Bu mekanın gerçek sahibi olan Faruk Sade 2016 yılında vefat etmiştir. Faruk Sade, alt kattaki barı, galeriye destek amaçlı olarak açmıştır. Barın duvarlarını, sinema oyuncuları ve yönetmenlerin portreleriyle dolu bir sanat eseri haline getirmiştir. Her santimetrekaresi, onun sinemaya olan tutkusunu yansıtan bu eşsiz koleksiyonla süslenmiştir. Ahmet Boyacıoğlu 3 Ağustos 2016 tarihinde Hürriyet Gazetesi’ne verdiği röportajında Faruk Sade’yi şöyle anlatmıştır: “Faruk benim 30 yıldan fazla dostum. Kardeşimden yakın. Yeryüzünde nesli tükenmekte olan canlılar var ya, Faruk onlardan biriydi. Dünyanın bütün dertleri ona aitti. Hep en iyisi olsun, kimsenin hakkı yenmesin diye düşünürdü. Faruk'u bazı insanlar sinirli bilirdi. Her şeye kızdığını düşünürdü. Doğrusu bu dünyada da çok kızacak şey var. Faruk gitti. Kimseye borçlu kaldığını düşünmüyorum ama Faruk' un çevresindeki herkesin ona borcu vardır. Siyah Beyaz filmimizin yapım süreci çok uzun. Burada otururken barla ilgili film yapmaya karar verdik. Filmdeki tüm karakterler gerçektir. Faruk kendisiydi. Sen oynar mısın dedim oynamadı. Taner Birsel oynadı. Film bir belge oldu. Siyah Beyaz'ı anlatan, insanlarını anlatan bir belge oldu. Faruk çok sevdi filmi. Hep 'Ne iyi yapmışız' derdi, 'İyi ki de yapmışız.' Filmin içinde o da var. Hayatımda yaptığım en iyi işlerden biriydi.”
Filmin konusu; her akşam barda buluşan beş yakın arkadaşın hikayesi olarak özetleyebiliriz. Yetmiş yaşında, hayatın getirdiği zorluklara rağmen hala tutkulu bir ressam (Tuncel Kurtiz); tek başına mücadele eden, yalnızlığı seçmiş bir iş kadını (Şevval Sam); iş hayatından bıkmış, aynı zamanda eşinden ayrılmış bir doktor (Nejat İşler); kalp krizi sonrası mesleğini bırakarak sakin bir yaşam süren, huzurunu sümüklü böceklerle bulan bir avukat (Erkan Can). Siyah Beyaz da, onların eğlenebilecekleri, dertleşebilecekleri, kendilerini rahat hissettikleri bir mekan. Bar sahibi Faruk (Taner Birsel), artık yorulmuştur ve barı kapatmayı düşünür. Her gün görüşen, zor zamanlarda birbirine destek olan samimi arkadaşlar bu durumu istemezler.
Orta yaşlı bir arkadaş grubunun hikayesini oldukça başarılı bir şekilde anlatan "Siyah Beyaz" gerçekten dikkate değer bir film. Daha da önemlisi, bir barda, bir mekanda geçen olaylarla, kahramanları canlandıran bu film, bu yönüyle de oldukça dikkat çekici.