Dorothea Lange (1895-1965)
ABD’nin en iyi belge fotoğrafçılarından biri olan Lange ile tanışmam onun ironik bir fotoğrafı olan “Göçmen Anne” fotoğrafı ile oldu. 
Lange 1895 Amerika doğumlu. 7 yaşında “Beni biçimlendirdi, yönlendirdi, öğretti, yardım etti ve küçük düşürdü. Hiçbir zaman üstesinden gelemedim, onun gücünün ve iktidarının farkındaydım.” cümlesini kurdurtacak olan çocuk felci hastalığına yakalandı ve bir ayağı sakat kaldı.  Babası Lange 12 yaşındayken evi terk etti. Hastalığıyla zorlaşan hayatı babasının da evi terk etmesiyle daha da zorlaştı ve New York’un kenar bir mahallesine taşınmak zorunda kaldılar.
Bu zaman diliminde fotoğraf ile tanıştı ardından Columbia Üniversitesi’nde fotoğraf eğitimi aldı. Kendi fotoğraf stüdyosunu kurdu.
Bu sıralarda ABD’de Büyük Buhran diye adlandırılan kriz patlak verdi.

gocmen-anne
Büyük Buhran 1929 yılında başlayan ve 1930'lu yıllar boyunca devam eden dünya çapında bir ekonomik krizdir.  ABD’de  24 Ekim 1929 yılında “Kara Perşembe” olarak da anılan gün borsada büyük bir çöküş yaşandı. Bankaların ve şirketlerin iflasına neden oldu. Tetiklenen düşüş dalgasından yatırımlarda etkilenince büyük boyutta bir işsizlik ortaya çıktı. 1931 yılında yalnızca Amerika’da 6 milyon kişi işsiz kalmıştı. Tarım sektöründe çiftçilerin yüzde 25’i topraklarını kaybetmişti.

Amerika Birleşik Devletleri’ndeki fabrikaların yarısı kapanmıştı. Kriz kısa zamanda Avrupa’ya da sıçramış ve İngiltere ve Almanya’da önemli ölçüde etkilemişti. Avrupa’da işsizlik yüzde 30’lara çıkmıştı. Global çapa ulaşan krizde uluslararası ticaret hacmi yüzde 60 azalmıştı. 
ABD’ de yaklaşık 14 milyon kişinin işsiz, birçoğunun evsiz kaldığı dönemde bir de kuraklığında yıkıcı etkisiyle yüzbinlerce insan, yaşadıkları yerleri terk ederek göçmeye başladılar.

Lange’nin stüdyosuna sığmayan fotoğraf tutkusu onu sokaklardaki, yollardaki çaresiz, perişanlık içindeki insanların fotoğraflamaya itti. Hayatının ikinci belki de üçüncü (çocuk felci ve babasının evi terk etmesi) dönüm noktası sayılabilecek fotoğrafa bu dönemde imza attı.
“İnsan yüzü evrensel bir dile sahiptir. Aynı ifadeler dünyanın her yerinde geçerli ve anlaşılırdır. Gerçekten evrensel iletişime sahip tek dilin bu olduğuna inanıyorum. Bütün anlam gölgeleri, tutku ve heyecan patlamaları hepsi insan anatomisinin bu bölümünde yani yüzde toplanmıştır.”

Çoğu kişi için, Lange'nin Göçmen Annesi, Nipomo, Kaliforniya, Büyük Buhran’ı fotoğrafıdır ve o dönemde birçok kişinin içinde bulunduğu çaresiz koşulları gösteren en iyi fotoğraftır. Artık ikonik hale gelen bu fotoğraf, 1930'larda kentsel ve kırsal yoksulların içinde bulunduğu kötü durumu belgelemek ve bunlara çözüm bulmak amacıyla oluşturulan federal bir kurum olan ABD hükümetinin Yeniden Yerleşim İdaresi için çekilmişti. Fotoğrafın gücü ve duygusal etkisi, gazetelerde, dergilerde, sergilerde tekrar tekrar yer almasıyla Amerika’nın o döneme ait hafızasındaki yerini almıştır.

Fotoğrafta, otuz iki yaşındaki göçmen tarım işçisi Florence Owens Thompson ve üç çocuğu, Nipomo, Kaliforniya'daki bir bezelye toplayıcı kampında basit bir tentenin altında beklerken görülüyor. Lange'nin bu güçlü fotoğrafında kızlarının yüzleri değil, annelerinin omuzlarına yaslanmış dağınık kafalarını görünüyor, anne ve çocukların doğallıkları fotoğrafın gücünü daha da arttırıyor. 
Lange'nin bu fotoğrafı yalnızca sosyal koşulları kaydetmesi değil aynı zamanda insanları bu koşulları iyileştirmeye ikna etmesi gerektiğini düşünen fotoğrafçılar için bir mihenk taşı haline geldi.

Lange 1929’daki Büyük Bunalım'ın kurbanlarını anlatan “Göçmen Anne” fotoğrafı ile hem belgesel fotoğrafçılığı hem de haber fotoğrafçılığını büyük ölçüde etkilemiş ve değiştirmiştir.